Harbi Ne İşe Yarar?
Toplum olarak sık sık kullandığımız bu cümle — “Harbi ne işe yarar?” — aslında yalnızca bir sorgulama değil, bir farkındalık çağrısıdır. Kimi zaman bir fikre, kimi zaman bir kişiye, bazen de bir sistemin kendisine yöneltilir. Ama bu basit görünen soru, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi derin meselelerin merkezinde yer alır. Çünkü “ne işe yarar” sorusu, “kimin için yarar sağlar, kimin için sağlamaz” diye sormaktır aynı zamanda.
Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden “Harbi Ne İşe Yarar?”
Toplumsal cinsiyet rolleri, bize neyin işe yarar, neyin yaramaz olduğuna dair kalıplar sunar. Kadınlardan çoğunlukla “duygusal zekâsı yüksek”, “empatik”, “bakım veren” olmaları beklenir. Erkeklerden ise “çözüm üreten”, “mantıklı”, “analitik” olmaları…
Bu ayrım, toplumsal yaşamda işlevsellik algımızı da şekillendirir.
Bir kadının empati kurması çoğu zaman doğal kabul edilir, ama bir erkek aynı duyarlılığı gösterdiğinde “farklı” bulunur. Oysa hem empati hem çözüm odaklılık, toplumu dönüştüren iki tamamlayıcı güçtür. “Harbi ne işe yarar?” sorusu da bu iki yaklaşımı birleştirerek anlam kazanır: Empatinin duygusal derinliğiyle çözümün mantıksal keskinliği buluştuğunda, toplum gerçekten ilerleyebilir.
Çeşitlilik ve Farklı Seslerin Değeri
Bir toplumun gerçek gücü, çeşitliliğinde saklıdır. Farklı cinsiyetlerin, kimliklerin, inançların, yaşam tarzlarının ses bulduğu bir ortamda “ne işe yarar” sorusunun cevabı çok yönlü olur.
Harbi, işe yarar mı? Evet, eğer her bireyin deneyimi dikkate alınırsa.
Kadınların deneyimi, sosyal adalet tartışmalarına vicdan katar; erkeklerin deneyimi, çözüm süreçlerine yapısal katkı sağlar; LGBTQ+ bireylerin sesi, sistemin kapsayıcılığını hatırlatır. Her biri, “harbi işe yarayan” bir toplumsal dönüşümün farklı parçalarıdır.
Empati mi, Çözüm mü? Aslında İkisi de
Empati olmadan çözüm üretmek, yüzeysel kalır. Çözüm olmadan empati kurmak ise sonuçsuz.
Toplumsal cinsiyet rolleri bizi genellikle bu iki uçtan birine iter. Kadınlardan “anlamaları”, erkeklerden “düzeltmeleri” beklenir. Oysa toplumsal adaletin kalıcı olabilmesi için hem anlayışa hem eyleme ihtiyaç vardır.
“Harbi ne işe yarar?” sorusunu sorduğumuzda, sadece bir fikri değil, bir alışkanlığı, bir kültürü de sorguluyoruz. Empatiyle başlayan farkındalık, çözümle sonuçlandığında gerçek dönüşüm başlar.
Sosyal Adaletin Gerçek Anlamı
Sosyal adalet yalnızca eşit haklar demek değildir; adil fırsatlar, görünürlük, saygı ve temsil demektir.
Bir kadının liderlik pozisyonunda olması kadar, bir erkeğin duygusal ifadelerini rahatlıkla paylaşabilmesi de sosyal adaletin bir göstergesidir.
“Harbi ne işe yarar?” diye sormak, bu eşitsizlikleri görünür kılmanın ilk adımıdır. Çünkü her sorgulama, mevcut düzenin sınırlarını zorlar.
Bu yüzden, bu soru sadece eleştiri değil; bir umut, bir çağrıdır da.
Adil, empatik ve çok sesli bir toplum kurma arayışının başlangıcıdır.
Toplumu Düşündürmek İçin Bir Çağrı
Peki sen hiç düşündün mü?
Kullandığın kelimeler, paylaştığın fikirler, sessiz kaldığın anlar… Harbi ne işe yarıyor?
Bir tartışmada empati mi yapıyorsun, çözüm mü arıyorsun, yoksa sadece izliyor musun?
Belki de asıl mesele, ne yaptığımızdan çok, bunu kimin için yaptığımızda gizlidir.
Toplum olarak artık “işe yararlılık” kavramını yeniden tanımlama zamanı geldi.
Bir fikir, bir hareket, bir dayanışma eylemi; eğer birinin sesini duyurabiliyor, bir başkasının adalet duygusunu onarabiliyorsa — harbi işe yarıyordur.
—
Senin için “harbi işe yarayan” şey ne?
Yorumlarda paylaş, çünkü bu konuşma tek bir sesle değil, birlikte yankılandığında anlam bulacak.